SİVAS GEMEREK İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

“GEMEREK İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKAN BİLİNÇLİ AİLELERLE BULUŞUYOR.”

İlçe Milli Eğitim Müdürü Yükselen DURSUN ve beraberinde Şube Müdürleri Nevzat BULUT ve Volkan AKÇA ile birlikte ilçe genelindeki okullarda “GEMEREK İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKAN BİLİNÇLİ AİLELERLE BULUŞUYOR.” Projesi kapsamında öğrenci velileriyle bir araya geliyor. 
“GEMEREK İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKAN BİLİNÇLİ AİLELERLE BULUŞUYOR.”

“GEMEREK İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKAN BİLİNÇLİ AİLELERLE BULUŞUYOR.”

Gemerek İlçe Milli Eğitim Müdürü Yükselen DURSUN açılış konuşmasında:

TEOG konusuyla ilgili olarak “ Üniversite sınavlarında olduğu gibi TEOG sınavlarında da önemli başarılara ekip olarak imza attık. Daha da yükselmeyi hedefliyoruz. 2015-2016 Eğitim Öğretim yılında olduğu gibi bu dönemde de TEOG sınavlarında ortalamamız yükselmeye devam etmiştir. Üniversiteye yerleşme başarımız da artmaya devam ediyor. İlçemizde birkaç alan dışında öğretmen eksiğimiz yok. Fazlalığımız bile var. Hem idareci olsun hem de öğretmen olsun tecrübeli bir kadroya sahip olduğumuz için çok avantajlıyız. Bu yüzden ilçemizin hak ettiği başarıyı elde edeceğine inancım tamdır. İlçe Milli Eğitim olarak eğitimdeki zorlukların giderilmesinde sizlerin fikir ve görüşleri bizim için çok önemli. Sizlerden gelen yapıcı eleştirileri dikkate alarak eğitimde gördüğümüz eksiklikleri yine sizlerin desteği ile giderme gayreti içerisindeyiz.

 

Sevgili anne ve babalar!

 Eğitimde sonuçları sınavdan sınava konuşmak, hep sonuçları tartışmak yapılan yanlışlıkları düzeltmemektedir. Çocuklarınızın varolan kapasitelerinin değerlendirilerek uygun programlara ve mesleklere yöneltilmesini sonuç olarak başarılı olmalarını istiyorsanız, okullarımıza ve çocuklarımıza olan ilgi ve desteği hemen iki katına çıkarmalısınız. O zaman hep birlikte çocuklarımızın okulumuzun ve ilçemizin, arzulanan başarıya ulaştığını görebiliriz.

 

AİLELERİN GÖSTERMELERİ GEREKEN DAVRANIŞ ÖZELLİKLERİ

  1. Çocuklardan yaşlarının üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın. Çocuğa zaman tanıyın. Davranış kazanma belli bir sürece dayanır. Onları aşağılamayın, başkalarının yanında onları kırmayın; unutmayın ki onlar da bir gün sizi başkalarının yanında güç duruma düşürebilirler.

  2. Öğretmenlere yöneltilen “eti senin kemiği benim” deyimini bugünkü şartlarda ele aldığımızda aileyi eğitim sürecinin dışında bırakmaktadır. Oysa ki bugün bu deyimin “eti de bizim kemiği de bizim” şeklinde düşünülmesi daha doğru olacaktır.

  3. Anne ve babadan birinin ölümü veya ayrılmaları gibi durumlarda genç daha duygusal ve alıngandır. Bu tür ortamlardaki aileler gençlere daha sıcak, sevecen ve bir arkadaş gibi davranmalıdırlar. Aksi durumda başarısızlık, davranış bozukluğu ve suç ortamlarına bu tür gençler daha sık yönelmektedir.

 4. Kişiliğin oluşmasında en önemli etken ailedir. Anne-baba-çocuk üçgeninde sevginin özel bir yeri vardır. Çocukla bütünleşmek, onu anlamaya, tanımaya çalışmak gerekir. Bunu yaparken kendi çocukluğumuzdaki olumsuz davranış ve alışkanlıkları, aile ortamında tekrar etmemeye özen göstermeliyiz. Çünkü beğenmediğimiz bu davranış ve alışkanlıkları olduğu gibi kendi çocuklarımıza aktarmış oluruz. Çocuklar söylenenlerden çok davranışları taklit eder ve etkilenir.

 5. Eğer çocuklarımız ve gençlerimiz bizim en kıymetli varlıklarımız ise onları koruyalım. Çocuklarımızın arkadaşlarını, gittikleri eğlence yerlerini, katıldıkları grupları, evde nelerle meşgul olduklarını lütfen izleyelim. Bu izleme dengeli, tutarlı, güler yüzlü, eğitim ağırlıklı bir izleme olmalıdır. Çocuğa veya gence zarar gelecek bir ortam görüldüğünde, ona açıklayıcı örnekler verilerek gerekli rehberlik yapılmalıdır. Bu tür izlemelerde, dayak, baskı, kötü davranma çocuğun ve gencin kötü ortamlara girmesini daha da kolaylaştırır.

  6. “Sen aptalın birisin”, “Ne zaman akıllanacaksın?” demek yerine, “yaptıklarına biraz daha dikkat et”, “bu davranışların seni toplumda ve arkadaşlarının yanında küçük düşürür” vb gibi açıklamalar yapılmalıdır.

  7. Ayrıntılar üzerinde gençlerle sürtüşmemeye anne ve babalar özen göstermelidir. Giyim, kuşam, oturuş, kalkış, sakarlık gibi konular üzerinde çok durmak, hemen her davranışı eleştirmek, uyarılar ve öğütlerle genci bunaltmak, gencin bu davranışları ısrarla yapmasına neden olur.

 8. Çocuğunuza haksız davrandığınızda ona açıklama yapmaktan çekinmeyin. Özür dilemek, aileye olan sevgiyi azaltmaz, daha da yaklaştırır.

9. Anne ve babalar kendilerini erişilmez biri olarak göstermemelidirler. Çünkü çocuklar anne ve babalarının yanıldıklarını görünce üzülürler.

10. Sizin çocuğunuz da olsa her çocuk farklı bir kişisel özelliğe sahiptir. Bu sebeple anne ve babalar çocuklarını tanımaya çalışmalı, onların hangi alanda başarılı veya başarısız olduklarını bilmelidir.

11. Çocukluk ve ergenlik çağında, dayak tehlikeli ve geri tepen bir silahtır. Bu yöntemi çok kullanan ailelerin çocuklarında itaatsizlik, saygısızlık çok fazladır. Gençlerin bazı davranışları karşısında anne ve baba kendini öfkelenmekten alamaz ve bu durumda öfkesini çocuğun kişiliğine ve karakterine zarar verici sözler söyleyerek dindirir. Böyle durumlarda, çocuğun kişiliğine hakaret edilmemeli, hatalı hareketi açıklanmalıdır.

12. Çocukların hatalı bir davranışını gördüğünüzde onu suçlamadan ve ceza vermeden önce yaptığı davranışın nedenlerini anlamaya çalışın.

13. Bazı aileler sosyal ve ekonomik hayatta karşılaştıkları birtakım zorlukları ve sıkıntıları, hayatın gerçeklerini ve zorluklarını öğrenmeleri için aşırı ve abartılı ifadelerle çocuklara aktarırlar. Ancak bu yaklaşım çocukları hayattan korkma, sorumluluk almamama, endişe, karamsarlık, yaşamayı sevmeme gibi davranış bozukluklarına itebilir.

14. Bir kısım anne ve babaların “ben gençliğimi yaşamadım, varsın çocuğum özgür bir şekilde istediğini yapsın” tarzındaki düşünce ve davranışları bir ezikliğin ifadesidir. Çocuk ve genç yaşadığı çevrede, topluma uyum sağlayabildiği noktada ilişkilerini geliştirebilir, bu davranış da, okul, aile ve çevre üçgeninde, eğitimle kazandırılabilir.

15. Toplumun davranış normları 3 boyutludur; öğrenilir, inanılır ve yaşanılır. Bu üçü arasında çelişki yaşandığında, davranış bozuklukları ortaya çıkar.

16. Evde anne ve babadan birinin çok kısıtlayıcı, diğerinin hoşgörülü olması gibi tutarsız disiplinler kadar, bir gün hoşgörülü olduğu bir konuda, bir süre sonra, çok sınırlayıcı olması, çocuklarda davranış bozukluklarına yol açabilmektedir. Çok ağır disiplin kuralları ile çok gevşek disiplinlerin etkisiz kaldığı görülmüştür.

17. Çocuğa karşı aşırı ilgi, sıkı kontrol ya da aşırı ilgisizlik, vurdumduymazlık; çocuğu yalan söyleme, hırsızlık, pasiflik ve aşırı saldırganlık gibi olumsuz davranışlara sürükler.

18. Davranış bozukluğu; gençteki yetersizlik, önemsizlik ve değer duygusu eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, öğretmenler, anne ve babalar gence değer verdiğini, önemsendiğini fırsatlar oluşturarak hissettirmeli ve inandırmalıdır.

19. Çocuklarla ilgili bir karar verilirken onların da görüşlerini almak, alınan kararları benimsemelerine yardımcı olacaktır.

20. Çocuklarımıza, onları koşulsuz sevdiğimizi, onlara değer verdiğimizi ve güvendiğimizi sık sık dile getirmeli ve bu duygularımızı davranışlarımızla göstermeliyiz.

21. Çocuklarımızı kardeşleriyle veya başkalarının çocuklarıyla kıyaslamamalıyız. Bu tür tutumlar kıskançlığa neden olabilir.

22. Tekrarlanan olumsuz davranışları cezalandırmak yerine nedenlerini araştırarak olumsuz davranışları olumlu davranışlara çevirebiliriz. Örneğin yalan söyleyen çocuğa öykü yazdırmak, saldırgan çocuğa spor yaptırmak gibi.

23. Ailede hoşgörülü davranış sergilenmesi, çocukların bağımsız gelişmelerine yardımcı olur. Ancak; aileler çocuklarına karşı aşırı hoşgörülü davranırlarsa onların topluma uyumlarını güçleştirebilirler. Aşırı hoşgörü gençlerde sorumluluk duygusunun gelişmesini olumsuz etkiler. Bu konuda yapılan bir araştırmada; aşırı hoşgörülü ailelerin çocuklarında; içki, sigara ve uyuşturucu kullanımının diğer aile çocuklarına göre daha fazla olduğu görülmüştür.

24. Yalnız kalma ergenlik döneminin özelliklerindendir. Ancak; genç devamlı ve uzun süreli olarak odasına çekiliyor ve ailede olup bitenlerle ilgilenmiyorsa anne ve baba çocuklarının bir sorunu olabileceği ihtimali üzerinde durmalıdır.

25. Devamlı eleştirilen bir çocuk; kınama ve ayıplamayı, intikam ortamında yetiştirilen çocuk; kavga ve şiddeti, alay edilerek yetiştirilen çocuk; sıkılıp utanmayı, utanç duygusuyla eğitilmişse; kendini suçlamayı öğrenir.

26. Hoşgörüyle yetiştirilen çocuk; sabırlı olmayı, destek vererek yetiştirilen çocuk; güven duymayı, övülerek yetiştirilen çocuk; taktir etmeyi, saygı gösterilerek yetiştirilen çocuk; adil olmayı, güven ortamında yetiştirilense kendinden emin olmayı öğrenir.

İlçe Milli Eğitim Müdürü Yükselen DURSUN konuşmasının sonunda ise “Çocuklara öncelikle sevgi verilmelidir. Eğitimin öğretimin hayatın temeli sevgiyle oluşturulmalıdır. Başarı da oluşturulan bu sevgi temelinin üzerine inşa edilir. Eğitim de başarılı ve ahlaklı bireyler yetiştirmek eğitim ve öğretimden sorumlu olduğum alanda çok önemli bir amacımızdır. Vatan, Millet, Bayrak, Dil ve Din sevgisi olmazsa olmazlarımızdır. Eğitim bu değerlerin kazandırılmasında en önemli basamaktır. İlk ve Orta öğretimde manevi değerlerin kazandırılması açısından çok önemlidir. “ şeklinde bu konudaki fikirlerini belirttiler.

 

 “Gemerek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Değerlerine Sahip Çıkan Bilinçli Ailelerle Buluşuyor.” projesinin ilk basamağında İsmail Hakkı Oran Ortaokulu ve Yeniçubuk Cumhuriyet Ortaokulu öğrenci velileriyle biraraya gelinmiştir.

15-02-2017


15-02-201715-02-201715-02-201715-02-2017

Bahçeli Mahallesi Dr. Bahattin Taner Caddesi No.40 58840 Gemerek/SİVAS - 0346 614 24 54 / 0346 614 16 19

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.